İnşikâk

17,18,19,1,2,3,4,5) Din Günü'nün ne olduğunu sana ne bildirdi? Sonra bir kere daha, Din Günü'nün ne olduğunu sana ne bildirdi? Din Günü, kimse kimseye efendilik yapamaz. Ve o gün; gök yarıldığı, Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman; yeryüzü de dümdüz olduğu, içinde ne varsa attığı, boşaldığı ve Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman buyruk, Allah'a aittir.
6) Ey insan! Şüphesiz sen Rabbine doğru koştukça koşan birisin. Sonunda da O'na kavuşacaksın.
7,8,9) Artık, kitabı sağ eline verilen kişiye gelince; o, kolay bir hesapla hesaba çekilecek ve o, sevinçli olarak yakınlarına dönecektir.
10,11,12,13,14) Kitabı kendisine arkasından verilen kişiye gelince de o, ölümü çağıracak ve alevli ateşe girecektir. Şüphesiz o, yakınları içinde sevinçli idi. Şüphesiz o, asla dönmeyeceğine kani idi.
15) Hayır, şüphesiz Rabbi onu çok iyi görendi.
16,17,18,19) O hâlde, o şafak, gece ve içinde barındırdığı şeyler derlendiği zaman o ay kanıttır ki, siz kesinlikle hâlden hâle biniyorsunuz [sürekli değişeceksiniz, asla yok olup gitmeyeceksiniz].
20,21) O hâlde onlara ne oluyor? İman etmiyorlar ve kendilerine Kur'ân okunduğu vakit boyun eğip teslimiyet göstermiyorlar/ikna olmuyorlar?
22) Aksine kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler yalanlıyorlar.
23) Hâlbuki Allah, içlerinde sakladıklarını en iyi bilendir.
24) Artık sen onlara elem verici bir azabı müjdele.
25) Ancak iman etmiş ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler bunun dışındadır, onlar için tükenmez bir ücret/ödül vardır.