Ey insanlar! Bu, size bir ön uyarıdır:
Gök çatladığı zaman, yıldızlar dökülüp dağıldığı zaman, denizler yarılıp akıtıldığı zaman, kabirler altüst edildiği zaman; kişi, önünden gönderdiği ve geri bıraktığı şeyleri öğrenmiştir.
(82/82, İnfitâr/1-5)
-374-
Ey insan! Üstün kerem sahibi olan, seni yaratan, sonra da sana bir düzen içinde biçim veren, sonra da seni dengeleyen, dilediği bir sûrette seni tertip eden Rabbine karşı seni aldatan şey nedir?
Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Aslında siz, şüphesiz üzerinizde, yaptığınız şeyleri ezberleyen, saygın yazıcılar olmasına rağmen, Din’i yalanlıyorsunuz.
Şüphesiz ki “ebrar/iyi adamlar”, elbette bol nimet, mutluluk cennetinin içindedirler.
Din-iman tanımayıp kötülüğe batmış olanlar da kesinlikle cehennemdedirler. Din Günü ondan kaybolmamak üzere oraya yaslanacaklardır.
Din Günü’nün ne olduğunu sana ne bildirdi? Sonra bir kere daha, Din Günü’nün ne olduğunu sana ne bildirdi? Din Günü, kimse kimseye efendilik yapamaz. Ve o gün; gök yarıldığı, Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman; yeryüzü de dümdüz olduğu, içinde ne varsa attığı, boşaldığı ve Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman buyruk, Allah’a aittir.
Ey insan! Şüphesiz sen Rabbine doğru koştukça koşan birisin. Sonunda da O’na kavuşacaksın.
Artık, kitabı sağ eline verilen kişiye gelince; o, kolay bir hesapla hesaba çekilecek ve o, sevinçli olarak yakınlarına dönecektir.
Kitabı kendisine arkasından verilen kişiye gelince de o, ölümü çağıracak ve alevli ateşe girecektir. Şüphesiz o, yakınları içinde sevinçli idi. Şüphesiz o, asla dönmeyeceğine kani idi.
Hayır, şüphesiz Rabbi onu çok iyi görendi.
O hâlde, o şafak, gece ve içinde barındırdığı şeyler derlendiği zaman o ay kanıttır ki, siz kesinlikle hâlden hâle biniyorsunuz [sürekli değişeceksiniz, asla yok olup gitmeyeceksiniz].
O hâlde onlara ne oluyor? İman etmiyorlar ve kendilerine Kur’ân okunduğu vakit boyun eğip teslimiyet göstermiyorlar/ikna olmuyorlar?
Aksine Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini örtmüş olan o kimseler yalanlıyorlar.
Hâlbuki Allah, içlerinde sakladıklarını en iyi bilendir.
Ey Kur’an ile uyarı görevinde bulunanlar!
Artık siz o ahireti kabullenmeyelere elem verici bir azabı müjdeleyin.
Ancak iman etmiş ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler bunun dışındadır, onlar için tükenmez bir ücret/ödül vardır.
(82/82, İnfitâr/6-19+83/84, İnşikâk/1-25)