Necm: 18
1Güneş katlanıp dürüldüğünde, 2yıldızlar bulandığında, 3dağlar yürütüldüğünde, 4çıkarlar ve en iyi gelir kaynakları işe yaramaz olduklarında, 5canlılar yaratılış özelliklerini yitirdiklerinde, 6denizler kaynatıldığında, 7BENLİKLER inanç ve amellerine göre gruplandığında,8,9inim inim inletilenlere, “Hangi günahtan dolayı öldürüldüğü/hayatı mahvedildiği?” sorulduğunda, 10amel defterleri açılıp yayınlandığında, 11gök sıyrılıp açıldığında, 12cehennem kızıştırıldığında 13,14ve cennet yaklaştırıldığında her BENLİK ne hazırladığını anlar.
(7/81, Tekvîr/1-14)
Necm: 19
15-23Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-cehaletin gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, şerefli, Arş'in/ en büyük tahtın sahibinim nezdinde güçlü, çok değer verilen, itaat edilen, bir de güvenilen elçi olan bir Söz’dür..22Arkadaşınız da, gizli güçlerce desteklenen/ deli bir kişi değildir. 23Andolsun, gördüklerini kendisi apaçık ufukta iken; gönlü yalanlamadan, gözü şaşmadan ve azmadan gördü.
24O kimsenin görmediği, duymadığı, sezmediği, kendisine verilen vahiyler hakkında cimri de değildir. 25Bu, kendi düşünce yetisinin ürünü olan söz de değildir.
Not: 15-25. Ayetler, aslında teknik ve semantik açıdan Necm suresinin 18. âyetinin devamıdır. Bu özellik dikkate alınarak okunmalıdır.
26Durum böyleyken siz nereye gidiyorsunuz? 27,28Bu, âlemler için; sizden doğru gitmek isteyenler için öğütten başka bir şey değildir. 29Âlemlerin Rabbi olan Allah, sizin düşünmenizi, öğüt almanızı dilemeyince siz dileyemezsiniz.